Kadınlarda en sık görülen cinsel sorunlar arasında orgazm olamama yani diğer bir ifade ile "anorgazmi problemi" yer almaktadır.
Orgazm, her kadının cinsel hayatında yaşamak istediği, cinsel haz ve tatminin doruk noktasıdır. Orgazm olamama, diğer bir ifadeyle “anorgazmi” sorunu, özgüven kayıplarına yol açabilmekte ve partner ilişkisini olumsuz düzeyde etkileyebilmektedir. Bu makalede anorgazmi, yani orgazm olamama sorunu ve tedavisiyle ilgili detaylı bilgiler yer almaktadır. Kadınlarda orgazm problemleri ve orgazm olamama, hayatı etkileyen oldukça yaygın cinsel sorunlar arasındadır.
Kadınlarda orgazm işlevi hem fiziksel hem de psikolojik sağlık açısından son derece önemlidir. Anorgazmi ise “normal cinsel uyarım fazının ardından, yeterli uyarıma ulaşıldıktan sonra orgazmın gecikmesi veya yokluğu” olarak tanımlanır. Yaşanılan tatmin kısıtlı düzeyde olmaktadır.
Anorgazmik kişilerde cinsel uyarılma olmasına rağmen, uyarıların artışından sonra gelmesi gereken rahatlama ve zevkin uç noktasına ulaşma hali gerçekleşemez, yani “orgazm olamama” sorunu vardır.
Orgazm olamama sorunu psikolojik, sosyal ve ilişkisel anlamda sorunlara yol açabilir. Bu durumdan ötürü kişinin kendisinde bir sorun olduğunu, kendisinin anormal olduğunu düşünmesi, kendisini kötü hissetmesi, kendisine olan güvenin azalması ve depresyon en sık olarak görülen eşlik edici yakınmalardır. Anorgazmi kadınlarda özgüven azalmasına, depresyona, öfke patlamalarına, kronik mutsuzluğa, kişinin kendisini değersiz ve yetersiz görmesine neden olabilir. Zamanla cinsel isteksizlik ve uyarılma bozukluğu da gelişebilir, hatta bir evlilik sorununa da dönüşebilir.
Anorgazmi belirtileri arasında şu tür durumlar vardır:
Normal çiftlerdeki cinsel işlev bozukluklarının sıklığına ilişkin bir çalışmada, kadınların;
Kadınlarda anorgazmi ve seksüel doyumsuzluk en sık rastlanan cinsel işlev bozuklukları arasındadır.
Orta sınıf çiftler arasında yapılan bir araştırmada kadınların %40’ında cinsel istek sorunları veya orgazm zorluğu saptanmıştır. Üstelik kadınlar ve erkeklerin %83’ü evliliklerini mutlu veya çok mutlu olarak nitelendirmiş ve çiftlerin çoğunluğu mevcut cinsel tatminsizliklerini evlilikleri hakkında bir yakınma olarak dile getirmemişlerdir.
Orgazm bozuklukları, belirgin bir sıkıntıya ya da kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden olur. Öfke, gerginlik ve rahatlayamamanın verdiği sıkıntılar kadınların omzuna binen yük gibidir. Kendi gözlemlerimize göre pek çok kadın eşine yıllarca “orgazm taklidi” yapmaktadır. Orgazm taklidi, aynı orgazm olurmuş gibi davranarak tiz seslerin çıkarılması, kasılmalar şeklinde yapılmaktadır.
Ülkemizdeki kadınların üçte ikisi ilişki sırasında partnerleri ile cinsel ilişki sırasında hiç orgazm olamamışlardır. Orgazm problemi batı ülkelerinde de çok sık rastlanan bir cinsel yakınmadır. Orgazm taklidi en sıklıkla bir kadının kendi eksiliğini örtmesi veya erkeğinde yetersizlik hissi oluşturmaması için yapılır.
Anorgazmi nedenleri arasında ilk sırada psikolojik etkenler yer almaktadır. Bunlardan bazıları ise cinsel travmalara ikincil olarak gelişen kaygılardır. Genelde cinsel isteksizlikle birlikte orgazm olmama şeklinde görünür. Ergenliğe geçiş döneminde problemli, travmatik cinsel deneyimlerin yaşanması ve seksüel kimlik çatışmaları da nedenler arasında sayılabilir. Özellikle yaşanan ilk cinsel deneyim de son derece önemlidir.
Psikolojik olarak kaygı düzeyi yüksek kadınlar, kontrolcü kadınlar ve güven sorunu olan kadınlarda anorgazmi görülebilir. Özellikle kontrolcü yapıya sahip kadınlar arasında “oto kontrolü kaybetme korkusu” bulunmaktadır. Mükemmeliyetçi yapıdaki kadınlarda da bu durum daha sıktır.
Yetersiz cinsel bilgi ve deneyim, cinsellikle ilgili duygusal hazırlığın yetersiz olması da orgazm olmaya engel olabilir.
Kişinin eşle olan duygusal iletişimin yetersizliği, evlilik sorunlarının varlığı, fiziksel uyaran yetersizliği veya yetersiz ön sevişme de anorgazmiye neden olur.
Eşte var olan cinsel fonksiyon bozuklukları diğer cinsel sorunlara olduğu gibi orgazmda da kadınları etkileyebilir. Özellikle erken boşalma ya da ereksiyon güçlüğü nedeniyle yetersiz cinsel birleşme süresi, kadınların orgazm olamamasına yol açabilir. Anorgazmi nedenleri arasında;
Rasgele (Random) anorgazmi: Dönem dönem orgazmın yaşanamamasıdır.
Koital anorgazmi: Elle (mastürbasyonla) veya sürtünerek orgazm olabilmeye rağmen, cinsel ilişkide birleşme sırasında orgazm olamama sorunudur. "Klitoral orgazm" yani yalnızca dıştan klitorisin uyarılması ile orgazmın gerçekleşebilmesidir. Kadınların pek çoğunda “koital anorgazmi”, yani eşle cinsel ilişkide orgazm olamama sorunu vardır.
Erken orgazm: Orgazmın erken dönemde yaşanarak cinsel hazzın kaybolması durumudur.
PSAS: “Persistent Sexual Arousal Syndrome” harflerinin kısaltması, yani gün içinde istemsiz şekilde, sürekli cinsel uyarılı halde ve ard arda orgazm durumları ile karşılaşılmasıdır. Nadir görülür. Ancak gün içinde sürekli yaşanılan istem dışı (kontrolsüz) orgazmlar oldukça rahatsız edicidir ve sosyal hayatı olumsuz etkiler.
Primer (birincil) anorgazmi: Kadının hayatı boyunca hiç orgazm yaşamamış olması durumudur. Tedavisi ikincil anorgazmiye oranla daha zordur. Genellikle psikolojik nedenler ve en sık olarak travma veya cinsel istismar gibi büyük problemler nedeniyle görülür.
Sekonder (ikincil) anorgazmi: Daha önce orgazm problemi olmayan bir kadının herhangi bir nedene sekonder olarak orgazm olmamasına denir. Burada da nedenler psikolojik olabileceği gibi organik patolojilerin hemen hepsi sekonder anorgazmi nedenleri içerisinde karşımıza çıkar. Menopoz, emzirme dönemi, geçirilmiş cerrahiler, kronik sistemik hastalıklar, kullanılan ilaçlar (özellikle antidepresanlar),stres ve/veya ilişki problemleri ikincil orgazm nedenleri içerisinde yer alır.
Durumsal anorgazmi: Durumsal anorgazmi farklı şekillerde kendisini gösterebilir:
Orgazm bozukluğu devam ettiği sürece kadının kendisinde değersizlik hissi, anksiyete, gerginlik hali, depresyon, kronik mutsuzluk, öfke patlamaları, sürekli olay çıkartma dürtüsü, kendini kadın gibi görememe gibi psikolojik sorunlara, zamanla cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk, uyarılma bozuklukları gibi cinsel problemlere yol açar.
Erkek eşte de değersizlik hissi, mutsuzluk, öfke, kaygı ve depresyon gibi sorunlara neden olur. Eşini yeterince tatmin edemediğini düşünen erkek eş farklı fantezilerle cinsel hayatını diri tutmaya kalkabilir veya zamanla o da cinsellikten soğuyabilir.
Anorgazmi olan kadınlar farklı partnerlerle sorunlarını aşma yoluna, benzer şekilde erkek eşler de kendilerini ispat etmek için farklı partner arayışına gidebilirler. Evliliklerde ve ilişkilerde aldatmalar görülebilmektedir.
Klitoral anorgazmi, hiçbir şekilde orgazm olamama sorunudur. Mastürbasyon ile klitoris uyarısı ile dahi orgazmın gerçekleşmemesidir. Vajinal anorgazmi ise dıştan klitoris uyarısı ile orgazm yaşanırken, partner ile cinsel ilişkide orgazmın gerçekleşememesidir. Diğer ismi ‘coital anorgazmi’dir (‘Coit’, cinsel ilişki demektir).
Orgazmın klitoral veya vajinal bileşenlerine ayrılması çeşitli ekollerce tartışılmıştır. Masters ve Johnson’un görüşü tek çeşit orgazm olduğudur. Kaplan’a göre ise kadın orgazmı daima vajinanın içinde ve etrafında yerleşmiştir ve yüksek oranda bu bölgede yaşanır.
Derogatis ve Meyer, orgazm bozukluğu olan kadınlarda yetersizlik duyguları ve negatif beden imajı olduğunu belirtmişlerdir. Orgazm bozukluğu olan kadınlar kontrol grubuna göre cinsel ilişki ile aktivitelerinden daha az memnundurlar ve eşleri kadınların cinsel memnuniyetsizliklerini hissettiklerini bildirmişlerdir.
Vajinismus; kaygı sonucunda cinsel ilişkiye girememe, kasılma ve buna bağlı tam bir birleşmenin gerçekleşememesi ile karakterize bir cinsel sorundur. Vajinismus hastalarının pek çoğu, ilişkiyi tam olarak yaşamasa da ön sevişme ve sürtünme yolu ile ‘klitoral orgazm’ yaşayabilmektedirler. Vajinismus hastalarının pek çoğunda cinsel isteksizlik, orgazm olamama gibi problemler yoktur, ancak zamanla bu tür cinsel sorunlar da ortaya çıkabilir.
Cinsellikle ilgili pek çok yanlış ve eksik bilgilendirme cinsel tatmini azaltabilmektedir. Kadınlarda cinsel işlev geliştirilebilir veya sıfırdan öğretilebilir. Son yıllarda cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde genel olarak, soruna odaklı, kısa davranışçı cinsel terapiler daha fazla uygulanmaktadır.
Kadınlara cinsel terapi ile orgazm olma öğretilebilir, geliştirilebilir. Orgazm olma işlevini kazandırmak için uygulanan cinsel terapilerde;
Bununla birlikte, intrapsişik çatışmaların derecesine göre dinamik, analitik psikoterapiler de hala geçerlidir. Ancak ilaç ve hormon tedavilerinin etkinliği geçicidir.
Orgazm olamama tedavi edilebilir bir problemdir. Tedavilerde modern cinsel terapi yöntemleri ve bazı genital bölge uygulamaları yer almaktadır.
Orgazm olamama sorunu yaşayanlar için en sık olarak uygulanan tedavi yöntemleri arasında davranışçı / bilişsel cinsel terapiler bulunmaktadır. Bazen eklenen hipnoterapi (hipnoz tedavileri) ile tedavi süreci hızlanabilmektedir. Cinsel travma öyküsü olanlarda EMDR terapisi de etkindir.
Genital bölge için lazer, radyofrekans ve orgazm aşısı (Genital PRP) uygulamaları hem cinsel ilişkide hazzı arttırma hem de orgazm fonksiyonunu kolaylaştırma amaçlarıyla tedavilerde yer almaya başlamıştır.
Orgazm olmak her kadının bir kadınlık hakkıdır. Tabii ki bu konuda eş desteği de şarttır. Ancak kadınlar bireysel olarak da tedavilere katılabilirler. Kadınlarda orgazm işlevi için iki ayrı bölgenin önemi büyüktür: Beyin ve genital bölge. Orgazm problemlerinde tedaviler bu iki alana yönelik olarak yapılmaktadır.
Genel olarak söyleyecek olursak, cinsel terapilerde hedef organ beyinken, medikal-tıbbi uygulamalar organik sorunları gidermeyi veya daha iyi hale getirmeyi sağladığı için genital alana yönelik uygulanır.
Beyni hedefleyen bilişsel davranışçı yaklaşım esaslı cinsel terapiler; cinsellikle ilgili doğru bilgilendirme, konsantrasyonu sağlama, geçmişten gelen otokontrol fazlalığını ve mükemmeliyetçiliği giderme, rahatlama, gevşemeye ve hazza odaklanma, anksiyeteyi azaltıcı bilişsel egzersizleri kullanmayı içerir. Ayrıca verilen fiziksel bazı egzersizlerle de genital bölgeyi tanıma, vajinal kasları kullanmayı öğrenme ve daha iyi kontrol edebilmeyi öğretme gibi amaçları vardır.
Özellikle sekonder anorgazmide hedefe yönelik tedavi planlanmalıdır. Orgazm olamama nedeni belirlenmeli, ilaç değişimi, hastalıkların tedavisi, hormonal bozuklukların regülasyonu gibi gerekli tedaviler hızlıca uygulanmalıdır.
“O-Shot” olarak da bilinen orgazm aşısı, anorgazmide bir tedavi alternatifi olarak da kullanılan yenileyici tıp dediğimiz rejeneratif tıp uygulamalarından birisidir. Sadece tedavi amaçlı değil, var olan orgazmı artırmak, kolaylaştırmak için de uygulanmaktadır.
O-shot uygulamasında klitoris çevresine (bazen G noktasına da yapılabilir) hastanın kendi kanı alınarak hazırlanan PRP’nin (Platelet Rich Plasma) özel bir yöntemle aktive edilip enjeksiyon yapılması işlemidir. PRP, içerdiği büyüme faktörleri etkisi ile uygulandığı bölgede kanlanmayı ve duyarlılığı artırarak cinsel uyarılmayı ve orgazmı kolaylaştırmaktadır.
Orgazmı sağlamak veya kolaylaştırmak için bilişsel davranışsal cinsel terapiler uygulanır. Terapi süreci ortalama olarak 8-12 seans arasında sürer. Bu süreçte kişinin kendisini ve bedenini tanıması, yanlış yapılan davranışların yerine doğruların geliştirilmesi öğretilir. Uygulanan yöntemler arasında hipnoterapi de yer almaktadır.
Özellikle son yıllarda geliştirilen tıbbi uygulamalardaki amaçlar arasında genital bölge hassasiyetini arttırmak, haz ve orgazm fonksiyonunu sağlamak yer almaktadır. Uygulanan tıbbi uygulamalar arasında;
Anorgazmi – orgazm olamama problemi günümüzde tedavi edilebilen bir cinsel sorundur. Orgazm olma ile ilgili tüm cinsel terapiler ve medikal işlemler İstanbul ve Ankara kliniklerimizde yapılabilmektedir. Anorgazmi ve cinsel işlev problemleri tedavileri için +90 (530) 763 34 00 numaralı Whatsapp hattımızı arayabilir veya bu telefona mesaj bırakabilirsiniz. Orgazm olamama sorunu tedavilerinde kliniğimizde cinsel terapiler, orgazm aşıları ve enerji bazlı tedaviler uygulanmaktadır.