Vajinismus hastaların kafalarında tedaviye başlamadan önce pek çok soru işaretleri vardır: “Vajinismus tedavisi nasıl yapılır, vajinismus tedavisi sırasında kızlık zarı bozulur mu, bakire olduğumu eşime nasıl ispatlayacağım?”.
Değişik şekillerde vajinismus tarifi olsa vajinismus problemi “vajina içine yabancı bir madde alamama” olarak da tarif edilmektedir. Kadının kendi istemine rağmen vajina içerisine fitil, parmak, tampon gibi bir cismi alamaması, cinsel ilişkide istem dışı bir şekilde kendisini kasması, eşine izin vermemesi... Bu hastaların neredeyse tamamı jinekolog muayeneleri sırasında da benzer sıkıntıları yaşamaktadırlar.
Yukarıdaki tariften de anlaşılacağı üzere, vajinismus tedavisi sırasında hastalara vajina içine yabancı bir maddenin alınması öğretilmektedir. Aşama aşama korkuyla yüzleştirme, korkuların üzerine gidilerek yenilmesi şeklinde uygulanan yöntemler “sistematik duyarsızlaştırma” ve “dilatasyon” metotları olarak bilinir. Yani, bu yöntemler sırasında vajina ile tanışma, ona dokunma, bakma, inceleme sonrasında istemsiz vajinal kasılmaları yenme amacıyla vajina içine yabancı maddeler uygulanır.
Vajinismusu yenmek için yapılan cinsel terapiler sırasında, vajina içerisine alınan yabancı cisimler genellikle vajinal dilatörler ve parmak egzersizleridir.
Vajinal Dilatörler
Vajinal dilatörler boy boy farklı ebatlarda plastik, silikon veya camdan üretilmiş uzun çubuklardır. “Fallus”, “dilatatör”, “buji” veya “mold” gibi isimlerle de bilinir. Amaç vajinayı genişletmek, istem dışı kasılmaları kontrol altına alabilmek ve böylelikle kaygılardan kurtulabilmektedir. Çünkü hastalar vajinal dilatör içerideyken kendilerini kastıkları zaman canları acımakta, böylelikle zihin güçleri ve nefes egzersizleriyle gevşemeyi öğrenmekte ve böylelikle dilatörleri içeriye alabilmektedirler. Benzer davranışları eşiyle cinsel ilişkide yapan hastaların vajinismus problemi de ortadan kalkacaktır.
Parmak Egzersizleri
Vajinismusta hastalara uygulatılan parmak egzersizleri de dilatörler ile benzer şekilde vajinal kasları gevşetmeyi amaçlar. Burada uygulatılan dışarıdan yabancı bir cisim değil, kişinin kendi parmağıdır. Hastaların bir kısmı parmak egzersizlerinde kendilerini daha rahat hissederken, bir kısmı dilatör egzersizlerinin daha rahat yapabildiklerini ifade etmektedirler. Parmak egzersizleri serçe parmaktan başlayarak işaret parmağına ve çift parmağa kadar, parmakların boğum boğum vajinaya sokulması şeklinde yapılan bir egzersizdir.
Hem dilatör hem de parmak egzersizleri vajinismus tedavisinde sıkça uygulatılan ve hastalara ev ödevi olarak verilen “vajinismus egzersizleri” arasında son derece önemli bir yere sahiptir.
İlk Cinsel İlişkiyi Eşimle Birlikte Yaşamak İstiyorum!
Dilatör egzersizi veya parmak egzersizi yapan bir kısım vajinismus hastaları kızlık zarının bozulacağı endişesini taşıyabilirler. Aslında bu endişe oldukça yersizdir. Bu hastalar zaten ilk cinsel birlikteliklerini kendi eşleriyle yaşayacaklardır. Bu hastaların doğru düşünce kalıpları, bu problemi bir an önce aşmak ve hayatlarından tümüyle çıkartmak olmalıdır. Tedavi sırasında uygulatılanlar, yalnızca tedavinin gerektirdikleridir.
Evet. Her kadının kızlık zarı yapısı kendisine özgüdür. Kızlık zarının doğuştan gelen pek çok farklı anatomik yapıları vardır. Ara bölmeli, elek şeklinde, yüksek kenarlı ve sert kıvamdaki kızlık zarı yapıları cinsel ilişkiye girilmesine izin vermez. Hatta bu hastaların dilatör ve parmak egzersizlerini yapmaları bile mümkün olamayabilir. Vajinismus ve kızlık zarı problemleri olan hastalarda kızlık zarının alınması veya kesilmesi gibi basit jinekolojik müdahaleler gerekebilir.
Kızlık zarı vajinanın hemen girişinde, iç ve dış genital bölgeyi birbirinden ayıran, içi boş, genelde halka şeklinde (anüler) bir deri katlantısıdır. Fiziksel bir rolden çok sosyolojik bir öneme sahiptir. Kızlık zarı vajinismus tedavisi sırasında, vajina içerisine yabancı bir madde alımına bağlı olarak açılabilir. Bu açılmayla bazen birkaç damla kan da gelebilir.
Halk arasında “kızlık zarı bozulması” veya “kızlık zarı yırtılması” diye ifade edilen bu tür durumlar aslında oldukça abartılı kavramlardır. Kızlık zarına normalden çok daha fazla anlam yüklenmesi, tamamen namus kavramıyla eşdeğer tutulması pek çok cinsel sorunlar için zemin oluşturmaktadır.
Bazı vajinismus hastaların tedavileri sırasında yapılan parmak egzersizleri ve dilatör çalışmalarına rağmen kızlık zarı bozulmamakta, hiçbir şekilde kan gelmemektedir. Bu durum tamamen kızlık zarının elastik yapısına bağlıdır. Aynı durum eşleriyle ilk cinsel ilişkiyi yaşayan kadınlarda da oluşabilir. Yani cinsel ilişki yaşandıktan sonra hiçbir kanama gelmeyebilir. Tekrarlayalım! Bu durumlar tamamen normal ve fizyolojiktir.
Bacaklarını açmakta dahi zorlanan, eşinin penisini değil kendi parmağını bile vajinasına sokamayan, cinsel korkuları olan, vajinasına bakmaktan bile korkan bir kadının daha önce başka birisiyle birlikte olma ihtimali olabilir mi sizce? Eşlerin bu konuda şüphe duyması veya birlikte oldukları eşlerinden illa ki kan görme düşüncelerine sahip olması son derece yanlıştır! Evlilik kurumu kutsaldır ve hayat boyu iyi günde, kötü günde birbirine destek olmayı, güvenmeyi gerektirir.
Evliliğin ilk dönemlerinde başlayan bu tür güvensizlikler, vajinismus sorunu aşılmış dahi olsa zaman içerisinde farklı problemlere yol açacaktır. O yüzden vajinismus problemi yaşayan çiftlerin birbirlerine güvenmeleri, destek olmaları, kızlık zarı gibi toplumumuzda oldukça büyütülmüş bir düşünceden kendilerini kurtarmaları şarttır. Biliniz ki; en büyük ve en önemli cinsel organımız beyindir!