Cinsel sorunlar hayatı, evlilikleri ve psikolojiyi derinden etkileyen problemlerdir. Sorunların erken dönemde aşılması, ileride yaşanacak pek çok problemin önüne geçecektir.
Cinsel sorunlar hayatı, evlilikleri ve psikolojiyi derinden etkileyen problemlerdir. Sorunların erken dönemde aşılması, ileride yaşanacak pek çok problemin önüne geçecektir.
Kadınlarda en sık görülen cinsel sorunlar:
Erkeklerde en sıkk görülen cinsel sorunlar:
Tam bir cinsel sorundan bahsedebilmek için, problemin en az 6 ay süreyle devam ediyor olması önemlidir.
Cinsel terapi gereksinimi duyan hastalar, genellikle çocukluk dönemlerinde kişilik veya cinsel gelişiminde aksaklıklar yaşayan ve ergenlik döneminde de içlerinde bu izleri taşıyan kişilerden oluşmaktadır.
Çocuklarda psikolojik cinsel gelişim 3 ile 5 yaşlar arasında “Ödipus dönemi” (Oedipus dönemi) olarak bilinen dönemde oluşmaktadır. Bu dönemlerde kazanılan bilgiler, edinilen davranışlar müdahale edilmediği sürece alışkanlık haline gelecek ve bir ömür boyu devam edecektir. O yüzden özellikle bu dönemdeki çocuklarına ebeveynlerinin yaklaşımı son derece önem arz etmektedir.
Cinsel sorunlarının çok erken yaşlardan itibaren kazanıldığını kliniğimizde tedavi gören iki olgumuzla (vajinismus ve erken boşalma olguları) açıklayalım.
Babası da zaman zaman “kızım şurayı ört, ayıp, sen kocaman bir kız oldun artık” demesi sonucunda genital alanına dokunmayı tamamen bırakıyor. Hatta zaman içinde bu önemli bölgeye bir daha hiç bakmıyor ve ilgilenmiyor.
Betül 24 yaşına gelip evlendiğinde kocası ile ilk cinsel deneyimleri başarısızlıkla sonuçlanıyor. 6 aylık bir cinsel denemelerinin her birisinde kendisini ileri derecede sıkıyor, kasıyor; hatta eşinin kendi cinsel organının dokunmasına bile izin vermiyor. Cinsel organına dokunmak bir yana, ayna ile baktığında bile içini tuhaf bir korku ve huzursuzluk sarıyor.
Kliniğimize başvurduklarında yaptığımız görüşme ve basit bir jinekolojik değerlendirme sonucunda kendisine ileri düzeyde “vajinismus” tanısı koyuyor ve sorununu aşabilmek için cinsel terapiye geçiyoruz.
Baba ve anne cinsellikten hiç bahsetmiyorlar, hatta çocuklarının yanında el ele tutuşmuyorlar, televizyonda bir öpüşme sahnesi çıktığında bile hemen başka bir kanal zaplıyorlar.
Bir gün Ayhan kendi odasında mastürbasyon yaparken babası aniden içeriye girip oğlunun ne yaptığını anlıyor ve ona: ”yaptığın çok ayıp, sen ne biçim bir adamsın, kendinden utanmalısın” diye bağırıyor. Ayhan o günkü utancını hala unutamadığını ifade ediyor. O günden sonra da Ayhan çok sevdiği masturbasyonu artık daha nadiren, biraz korkuyla ve hiç kimsenin olmadığı ortamlarda gizlice yapmaya devam ediyor. Aniden içeriye birisi girebilir korkusu ile de çok daha hızlı olmaya gayret ediyor. Öğrenmiş olduğu bu hızlı masturbasyon sürecini 18 yaşına kadar da devam ettiriyor. Yani cinsel sorun davet edilmiş olunuyor.
Ayhan, askerlik dönüşünde ailesi tarafından evlendiriliyor. Ancak eşi ile cinsel ilişkide ön sevişme sırasında penisi henüz tam olarak sertleşemeden bir kaç dakikada boşalıyor. 6 aylık hüsranla geçen bir cinsel birliktelik sonrasında umutsuz bir şekilde kliniğimize başvuruyor. Yapılan görüşme ve değerlendirme sonrasında kendisinde “erken boşalma” sorunu teşhis ediliyor ve bu cinsel sorunundan kurtulmak için kliniğimizde cinsel terapiye alınıyor.
Cinsel terapiler, hastaların veya çiftlerin cinsel sorunlarını ve bunların temelinde yatan kişisel deneyimleri anlamalarını, kendi sorunlarının kaynağına inerek iç görü elde etmelerini sağlamaktadır. Kişinin kendi durumunu fark ederek bir iç görü geliştirmesi ve daha önceden kazanılmış olan yanlış davranışların doğru davranışlarla yer değiştirilmesinin sağlanması cinsel terapistin ana hedefleri arasındadır.
Cinsel sorun için tedavi görmek günümüzde ayıp değildir. Cinsel sorunundan ötürü terapi düşünen hasta öncelikle problemini kabul etmeli ve daha sonra bir an önce tedavi için harekete geçmelidir. Cinsel sorunun çözümünde terapistin bilgi ve tecrübesi de son derece önemlidir.