Ereksiyon problemi, cinsel ilişkiyi başlatmak ve sürdürmek için yeterli sertlik düzeyine erişememe ve sertliği sürdürememe hali olarak tanımlanır.
Ereksiyon problemi, cinsel ilişkiyi başlatmak ve sürdürmek için yeterli sertlik düzeyine erişememe ve sertliği sürdürememe hali olarak tanımlanır. Erkeklerde “iktidarsızlık”, “sertleşme sorunu”, “erektil disfonksiyon” gibi farklı isimlerle anılır.
Genellikle bu soruna sahip hastalarda cinsel istek yerindedir. Fakat kronikleşmiş ve tedavi edilmeyen hastalarda hastanın psikolojisinin ve partner ilişkisinin de durumdan etkilenmesi ile birlikte tabloya cinsel isteksizlik de dahil olabilir.
Diğer cinsel işlev bozukluklarında da olduğu gibi sertleşme sorununda da problem hem kadını hem erkeği hem de aralarındaki ilişkiyi olumsuz etkiler. Kadın başlayan bir cinsel ilişkiden haz alamadığı zaman durumu kişiselleştirerek partnerinin kendisini yeterince arzulamadığı gibi, çoğu zaman yanlış inanışlara kapılır. Tedavi edilmeyen sertleşme sorunlarında genelde belirli bir zamandan sonra kadında da anorgazmi (orgazm olamama) ve cinsel isteksizlik görülmeye başlayabilir.
40 yaş sonrası daha sık görülen sertleşme sorunları her yaşta yaşanabilir. Ancak, görülme sıklığı yaşla beraber artar. Yaşam boyu her 10 erkekten 1’inde görülme sıklığına sahiptir. Kişinin günlük hayat kalitesini de oldukça etkileyen bu sorun tedavisi olan bir problemdir.
Sertleşme komplike bir olaydır. Beyin, sinir hücreleri, damarlar, kaslar ve hormonların birlikte çalışması ile görüntü, ses, dokunma, koku veya bunların birleşimi sonucunda meydana gelen cinsel uyarılma erkekteki sertleşmenin temelini oluşturur.
Uyarılma, sertleşme için en önemli ön koşuldur. Uyarılma gerçekleştikten sonra beyinden gönderilen sinyaller penis dokusu içindeki “corpus cavernosa” cisminin kanla dolmasına neden olur. Böylece penis genişler ve uzar. Toplardamar kapakçıklarının kapanması ile kan penis içinde hapsolarak sertleşmenin devamı sağlanır. Cinsel uyarılma devam ettikçe damar epitelinden salınan ve damarları genişleten NO (Nitrik Oksit) maddesi ile sertleşme devam eder. Bu durum boşalma anı ya da cinsel ilginin bitimine kadar sürer.
Sertleşme sorununun çoğu zaman birden fazla nedeni vardır. Bunlar psikolojik, fiziksel ya da her ikisinin kombinasyonu olarak sıralanabilir.
1) Psikolojik nedenler: Sertleşmeyi olumsuz etkileyen en önemli psikolojik etkenler kaygı ve strestir. Kaygı ve strese sebep olan cinsellikle ilgili veya cinsellikten bağımsız deneyimler sertleşme sorununu başlatabilir. Örnek vermek gerekirse, işten ayrılmak gibi sosyal bir problem de, partneri tarafından penis boyu ile eleştirilmek gibi cinsellik kökenli bir problem da sertleşme sorununa sebep olabilir.
Kaygıya sebep olan başlıca düşünceler cinsel ilişkide başarılı olunamayacağı ile ilgilidir. Bu düşünce kaygıya, kaygı sertleşme sorununa bu sorun ise daha çok kaygı duymaya sebep olur. Hastanın genelde tek başına bu kısır döngüden çıkması ise zordur. Ayrıca depresyon, genel kaygı bozukluğu, kişilik bozuklukları gibi diğer psikolojik hastalıklar da sertleşme sorununa zemin hazırlayabilir.
2) Fiziksel nedenler: Fiziksel nedenler damar hastalıkları, sinir sistemi rahatsızlıkları, kullanılan ilaçlar ve hormonal nedenlere bağlı olabilir.
Vajinismus kadınlarda cinsel ilişkideki kasılmalara bağlı olarak cinsel ilişkinin tam bir şekilde gerçekleşememesi durumudur. Zamanla çiftlerde ilişki deneme azlığı ve farklı cinsel problemler de ortaya çıkar. Vajinismus kadınlarının eşlerinde erken boşalma, sertleşme problemleri ve cinsel isteksizlik oldukça yaygındır. Bu, tamamen karşı cinse karşı reaksiyonel bir durumdur. Ancak çoğu zaman kadındaki vajinismus sorunu çözümlendikten sonra erkekteki sertleşme problemleri de kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Sertleşme sorunu tanısı için hastayla yapılan görüşme kritik önemdedir. Hastanın hastalık ve ilaç kullanımı geçmişi, yaşı gibi önemli belirleyiciler sonrası bir takım tetkikler gerekebilir. Özellikle sabah ereksiyonlarının olması sorunun psikolojik orijinli olduğunu akla getirmektedir.
Görüşme ve gerekirse tetkikler sonrası bazı basamak tedavileri uygulanmaktadır. Bunlar arasında:
Sorunun bazen kaynağında, bazen de sonucunda ortaya çıkan psikolojik kaygılar için cinsel terapiler ve psikolojik destek tedavileri uygulanmaktadır.
Genç hastalarda sertleşmeyi engelleyici bir fiziksel sebebin bulunamaması olasılığı oldukça yüksektir. Böyle durumlarda hastanın psikolojik süreci değerlendirilmeli ve cinsel terapi ile hastanın sertleşmeye engel olan ilişkisel ve duygusal süreçleri incelenmelidir. Ayrıca cinsel terapi ile hastanın yeni cinsel davranışlar edinmesi de hedeflenir. Cinsel terapide amaç, hastanın sertleşmeye engel olan sorunlarını gidermek ve sağlıklı bir cinsellik yaşaması için yeni davranışlar öğrenmesini ve uygulamasını sağlamaktır.