Çiftlerde cinsel ilişkide hissedememe, cinsel isteksizlik gibi şikayetler ile kendisini gösteren ‘kayıp penis sendromu’ her iki tarafı da etkileyen bir cinsel problemdir.
Çiftlerde cinsel ilişkide hissedememe, cinsel isteksizlik gibi şikayetler ile kendisini gösteren ‘kayıp penis sendromu’ her iki tarafı da etkileyen bir cinsel problemdir. Bu bölümde pek çiftin zaman içinde yaşadığı bu ilginç sorun ile ilgili bilgiler yer almaktadır.
Kadının vajinasının aşırı genişlemesine bağlı olarak cinsel ilişki sırasında erkek partnerin vajinayı hissedememesi ‘Kayıp Penis Sendromu’ olarak bilinmektedir. Altta yatan ana problem, kadının vajinal kaslarındaki güçsüzlük (hipotonisite) ve bağ dokusundaki gevşemeye bağlı olarak erkeğin cinsel ilişki sırasında penisini adeta bir boşluktaymış gibi hissetmesidir.
Kayıp penis sendromu, uzun vadede ciddi cinsel problemlere yol açabilmektedir. Hem ilişkisel, hem de kişisel sorunların görülmeye başlanmasıyla birlikte “Bu durumun bir tedavisi yok mu?” sorusu da akla gelmeye başlamaktadır. İşte bu noktada, tedavi için arayışlar başlamaktadır.
Peki tedavi edilmesi gereken tam olarak nedir? Vajina hakkında neler biliyoruz? Gelin önce vajinanın genel yapısından ve “kayıp penis sendromu” na uzanan yolun başlangıcından bahsedelim.
Vajina, Türkçe karşılığı ‘hazne’ olarak bilinen kadın iç genital organıdır. Kadınlarda cinsel ilişkinin gerçekleştiği, cinsel hazzın oluştuğu, 8-10 cm uzunluğunda olan bir ucu kapalı boru şeklindeki yapıdır. Aynı zamanda adet kanının dışarı akışını sağlayan ve doğum eylemi esnasında ise bebeğin dış dünyaya çıkmasını sağlayan yoldur.
Vajinan iç kısmı çok özel bir yapıya sahiptir. Adeta akordeona benzeyen bu yapılara “ruga” adı verilmektedir. Ruga, uyarılma sonucu esneyerek vajina boyunu genişleten anatomik oluşumdur. Doğum eyleminde rahmin kasılması ve cinsellik esnasında isteğin artması ile bu uyarılar oluşmakta, rugalar esnemeye ve uzamaya başlamaktadır. Bu sayede doğumda da, ilişkide de vajina gerektiği kadar esneyebilmektedir. Ancak bazen bu esneme özelliği gereğinden fazla olabilmekte, işte o zaman karşımıza ‘kayıp penis sendromu’ çıkmaktadır.
Vajina, iç yapısındaki rugaların yanısıra dış tarafında da ‘pelvik taban kasları’ adı verilen güçlü bir kas grubu ile çevrelenmiştir. Bu yapı idrar ve gaita çıkışı esnasında aktif haldedir. Aynı zamanda karın içi organları hamak şeklinde tutarak desteklemekte ve doğum eylemi esnasında en güçlü kasılmaları gerçekleştirmektedir.
Pelvik taban kasları karın içinde bulunan genital organların yerçekimine karşı koyarak sarkmalarını engellemenin yanısıra, ilişki esnasında vajinanın penisi kavramasını da sağlamaktadır. İşte bu kaslarda zaman içinde gelişebilecek güçsüzlük vajinada genişlemeye, iç genital organlarda sarkmalara ve cinsel ilişki sırasında problemlere yol açabilmektedir.
Peki, zaman içinde neler oluyor da vajinanın esneyebilirliği artıyor ve pelvik taban kaslarının gücü azalıyor? Kayıp penis sendromunun altında neler yatıyor?
Vajina, güçlü bir kas ve bağ doku ile sarılmıştır. Vajinal sıkılık bu kas ve kolajen yapısının kalitesi ile doğru orantılıdır. Özellikle gebelik, normal doğum, yaşlanma ve menopoz gibi süreçler kolajen bağ dokusu yapısında değişimlere neden olarak vajinada genişlemeye yol açmaktadır.
Zorlu doğumlardaki genişleme daha fazla olmaktadır. Genetik yapı, beslenme alışkanlığı ve spor da bu genişleme sürecini etkileyen faktörlerdendir. Sağlam kas ve bağ dokusuna sahip kadınlarda vajinal genişleme daha geç ve daha az olacak, kayıp penis sendromu ile karşı karşıya kalma ihtimali de azalacaktır.
Zaman içerisinde hasar gören vajinal yapılar sadece kas dokusu ve bağ dokusu olmamaktadır. Vajinal rugalarda da özellikle normal doğum sonrası düzleşme, silinme hatta kaybolma olmaktadır. Bir görevi de penisi kavramak olan rugaların düzleşmesi ile penisin vajina içindeki hissizliği daha da artmaktadır.
Peki, bir kadın hiç vajinal doğum yapmamışsa, vajinal genişleme problemi ile karşı karşıya kalmayacak mı demektir? Maalesef ki vajina, doğum yapmamış hatta hiç gebe kalmamış kadınlarda bile genişleyebilir. Yapısal olarak bağ doku zayıflığı olan kişilerde veya yaşlanmayla birlikte hormonal desteğin çekilmesi ile vajinal genişleme şikâyeti oluşabilmektedir.
Vajinal genişleme sıklıkla çiftlerin cinsel ilişkide zevk almasını engellemektedir. Kadınlarda cinsel hazzı ve koital orgazmı sağlayan vajina ön duvarına penisin yaptığı baskıdır. Yeterince sıkı olmayan ve penisi kavrayamayan bir vajinada bu baskı hissedilemeyecektir. Bu problemin erkek partnerde tezahür eden şekli ise erkeğin penisini adeta boşluktaymış gibi hissetmesidir. Bu problemleri yaşayan çiftlerin cinsel disfonksiyon ile ilgilenen kliniklere başvurduklarındaki en sık şikayetleri “cinsel ilişkide hissedememe” dir.
Vajinal genişlemeye bağlı olarak erkek partnerin vajinanın içinde penisini hissedememesi ile karakterize bir durum olan kayıp penis sendromu kadın ve erkek eşte bazı sıkıntıları da beraberinde getirmektedir.
Vajina ile penisin uyum içerisinde birleştiği cinsel ilişki, haz alıp verilen tatminkâr bir süreçten oluşmaktadır. Vajinal genişlemeye bağlı problemler yaşamaya başlayan eşler öncelikle bu genişlemenin geçici olacağını düşünüp şikayetleri dile getirmezler. Ancak zamanla genişlemiş vajina nedeniyle her iki tarafta da; zevk alamama, ilişkiyi hissedememe, cinsel isteksizlik ve orgazm problemleri meydana gelmektedir.
Kayıp penis sendromu, cinsel ilişkide hissedememe ve orgazm problemleri eşler arasında boşanmaya kadar gidebilen sorunlara yol açabilmektedir. Problemi eşi ile paylaşıp, çözüm için başvuran çiftler, tedavi sonrası cinsel hayatlarına eskisinden de iyi şekilde devam edebileceklerdir.
Cinsel isteksizlik hem erkek hem de kadın hayatı boyunca en sık görülen cinsel problemlerdendir. Kadınlarda özellikle hormonal dalgalanmanın olduğu adet öncesi dönem, gebelik, lohusalık ve menopoz sürecinde sıklıkla karşılaşılır. Çoğu zaman kısa sürer ve doktora başvurma ihtiyacı olmaz. Ancak 6 aydan uzun sürdüğü durumda uzman görüşü almak önerilmektedir.
Kadınlarda cinsel isteksizlik nedenleri çok geniş bir yelpazededir. Öncelikle eş ve evlilik problemleri, maddi sorunlar, fiziksel ve duygusal şiddet, kronik hastalıklar, yaşlanmanın getirdiği kaygılar, eşlik eden psikiyatrik sorunlar, devamlı kullanılan ilaçlar ve geçirilen ameliyatlar bu süreci tetiklemektedir.
Erkeklerde görülen sertleşme sorunları, erken boşalma ve cinsel soğukluk da kadınlarda cinsel isteksizlik meydana getirebilmektedir.
Kadınlarda en sık cinsel isteksizlik sebeplerinden birisi ise ilişki esnasında haz almada azalma ve orgazm problemleridir. Bu durumun altında yatan en sık sebep ise yukarıda sebeplerini anlattığımız vajinal genişleme, bollaşma ve duyarsızlıkla kendisini gösteren “vajinal relaksasyon sendromu” dur.
Vajinal relaksasyon sendromunun kadınlarda pelvik organ sarkma durumunun bir öncüsü olarak kabul edenler de vardır.
Vajinal relaksasyon sendromunun erkeklerdeki yansıması ise kayıp penis sendromu olmaktadır.
Çiftin her ikisini de olumsuz etkileyen vajinal genişlik ve duyarsızlaşma sorunları nedeni ile pek çok kişi tedavi arayışı içerisindedir. Merak edilen soruların başında bu durumun kesin bir tedavisinin olup olmadığı yer almaktadır.
Vajinal genişleme (relaksasyon) sorununu ortadan kaldırabilmek için pek çok farklı tedavi yöntemi bulunmaktadır. Önemli olan ise altta yatan sebebi ve sorunun boyutunu doğru bir şekilde belirleyebilmektir. Tedavisi ile ilgili yöntemler aşağıda sıralanmıştır.
Kayıp penis sendromunda hastaya özel planlanan bir tedavi şekli vardır. Şikayetlerin yoğunluğuna, süresine ve eşlerin isteğine göre karar verilir.
I- Vajinal kas eğitimi: Kayıp penis sendromu vajinal kas zayıflığına bağlı oluşmaktadır. Bu durumu önleyebilmek için genç yaşlardan itibaren pelvik taban kaslarına yönelik egzersizler yapılmalıdır. Düzenli spor yapan ve sağlıklı yaşam alışkanlığı olan kadınlarda pelvik taban kasları güçlüdür. Yaş, menopozal durum ve vajinal doğum ile zayıflayan kaslar ‘Kegel egzersizleri’ yapılarak geliştirilebilmektedir. Kegel egzersizleri düzenli olarak yapıldığında vajinal sıkılaşma hem kadın hem de erkek tarafından hissedilebilmektedir.
II-Enerji bazlı teknolojiler: Son yıllarda hızla gelişen enerji temelli yöntemler son 10 yıldır klinik pratiğimize girmiştir. Isı etkisi ve ses dalgaları ile azalan kolajen sentezini artırmaya ve bağ dokunun güçlendirilmesine yardımcı olurlar. Vajinal sıkılaşma ve elastikiyet artışı işlem sonrası kısa süre sonra hissedilmektedir. Bu teknikler arasında CO2 Lazer, Erbiyum Yag Lazer, Radyo frekans ve vajinal HIFU (fokuslu ultrason) uygulamaları bulunmaktadır.
III-Vajinoplasti (Vajina daraltma) ameliyatı: Vajinal genişleme, vajina girişinde bolluk ve vajinal doğum sonrası oluşan deformitelere yönelik yapılan estetik ve fonksiyonel bir operasyondur. Vajinanın genellikle arka duvarından üçgen şeklinde bir doku çıkartılması ve enine dikişlerle istenilen darlığa göre kapatılmasıdır. Tamamen kalıcı bir operasyondur. Vajinoplasti sonrası her iki partnerde de cinsel istek ve hazda belirgin artış görülmektedir.
Problem oluştuktan sonra tedavisi için pek çok yöntem uygulayabilmekteyiz. Peki, ama “Vajinal genişlemenin oluşumunu engellemenin bir yolu var mıdır?” diye sorsak, ne cevap veririsiniz?
Cinsel hayatın başlamasıyla vajinal kasların düzenli olarak çalıştırılması gerekmektedir. Özellikle gebelik ve doğum süreçlerinde güçlü pelvik taban kasları hasarın en az oranda olmasını sağlamaktadır. Zamanla azalan bağ doku desteği, düzenli vajinal kas eğitimleri ve enerji bazlı teknolojiler kullanılarak kayıp penis sendromu oluşmadan önlenebilmektedir.
Kayıp penis sendromu nedeniyle cinsel hayatlarında sorun yaşayan çiftler tedavi için her zaman doğru adrese ulaşamazlar. Çoğu zaman da utanıp, doktora sorunlarını anlatamadan eve dönerler. Yıllar içerisinde çığ gibi büyüyen sorunlar evlilik problemleri, eşten soğuma, aldatma ve boşanma sürecine kadar gidebilir.
Kayıp penis sendromu tedavisi çok yönlüdür ve çiftlerin şikâyet derecesine göre planlanır. Bazen sadece birkaç dakika süren işlem ile çiftlerin evlilik hayatları değişmektedir. Sorunu fark edip tedavisini arayan çiftler için kliniğimizde birçok tedavi alternatifi mevcuttur.
Kayıp penis sendromu ve vajinal relaksasyon sorununu bir arada yaşayan bir çiftimizin öyküsü;
“Eşiyle cinsel birliktelik esnasında hiçbir şey hissetmediğini ifade eden S. Bey, bu sorunun özellikle eşinin 3. doğumundan sonra başladığını söyleyerek bizden randevu talebinde bulundu. Eşi F. Hanım ile birlikte kliniğimize başvurdular. S. Bey ilişki sırasında sanki penisin vajinada kaybolduğundan, vajinal duvarlara hiç temas edemediğinden şikayetçiydi. S. Bey bu anlattıklarıyla kayıp penis sendromunu tarifliyordu.
F. Hanım da ilişkiden haz alamadığını ve bu nedenle ilişkiden kaçındığını belirtiyordu. Bu yaşadıkları sorunlar nedeniyle evliliklerinin sıkıntıda olduğunu, acil yardıma ihtiyaçları olduğunu her ikisi de ayrı ayrı söylediler. F. Hanım son 8 yıl içerisinde 3 tane vajinal doğum yaptığını ve her doğumdan sonra cinsel sorunlarının artarak devam ettiğini ifade etmekteydi. S. Bey ise önceleri doğum sonu geçici problem olarak gördüğü bu durumun kalıcı olması üzerine bize ulaştıklarını belirmekteydi.
F. Hanım’ın yapılan jinekolojik muayenesinde ileri düzeyde vajinal relaksasyon sendromu olduğunu saptadık. Ardından çifti tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirdik. F. Hanım için uygun olan tedavi yöntemi cerrahiydi ve vajinoplasti ameliyatına F. Hanım ile birlikte karar verdik
Çiftimiz, ameliyat sonrası 6. ayda kontrole geldiklerinde büyük bir mutlulukla teşekkür etmekteydiler. Cinsel hayatlarında adeta ilk evlendikleri günlere döndüklerini söyleyen F. Hanım ve S. Bey, evlilik hayatlarında da çok mutlu olduklarını ifade ettiler.”
Vajinismus TedavisiCinselliği Ertelemeyin! Özğürleşin
VAJİNİSMUS TEDAVİSİ
