Vajinismus belirtileri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Pek çok kişi kendisindeki sorunları araştırırken vajinismus belirtileri ile kendi şikâyeti arasında benzerlikler kurar.
Pek çok kadın vajinismus hastalığını, ancak kendi başlarına geldiği zaman ilk kez duyduklarını ifade etmektedirler. İnternet araştırmaları sonucunda kendilerinde böyle bir rahatsızlığın olduğunu, araştırarak buldukları vajinismus belirtileri ile fark ederler. Vajinismus belirtileri her hastada farklı bir şekilde olabileceğinden ötürü, ilk başta böyle bir problemin varlığı anlaşılamayabilir.
Vajinismus belirtileri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Pek çok kişi, kendisindeki sorunları araştırırken kendisiyle benzerlikler kurar, hatta bir kısmı kendi tanısını kendisi koyar. Ancak vajinismusun belirtileri birden fazladır. Yapılan çalışmalarda fiziksel, organik, psikolojik, sosyal ve kültürel içerikli pek çok faktörün vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarında etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle vajinismus belirtilerinde hem organik hem de psikolojik etkiler rol oynar.
Kliniğimize gelen hastalarımızdan bize sık olarak yöneltilen sorular arasında "Acaba vajinismus olabilir miyim, vajinismus belirtileri nelerdir, kesin tanısı nasıl konulur?" gibi sorular bulunmaktadır.
Vajinismus hastalığı, cinsel ilişki sırasında vajinanın üçte birlik alt kısmında yer alan pelvik kasların ilişki sırasında kontrol dışında kasılması sonucunda, cinsel ilişkinin gerçekleşememesi veya çok zor gerçekleşmesi ile kendisini gösteren bir problemdir. İlişki denenirken ortaya çıkan istemsiz kasılmalar, vajinismus olduğunuzu düşündüren ana belirtidir. Bazen de korkular o kadar yoğundur ki kişi, eşiyle sevişme sonrası bırakın denemeyi, cinsel birleşmeyi düşünmeyi dahi aklına getiremez.
Vajinismus aslında yalnızca cinsel ilişki sırasında kendisini göstermez. Vajinismusun başka belirtileri de olabilir. Vajinismus hastalarının pek çoğunda, vajina içine yabancı bir cisim almak, hatta o bölgeye dokunmak ve bakmak bile oldukça sıkıntılı bir durumdur. Hastaların hemen hemen tamamında jinekolojik muayene olma korkuları da vardır.
Vajinismus belirtileri herkes için farklı olabilir. Ancak şikâyetler arasında genel olarak cinsel ilişkiye girememe sorunu veya ilişkide oldukça zorlanma vardır. Bazen ağrılı cinsel ilişki olarak da kendisini gösterebilir. Kendi gözlemlerimize göre tedaviye gelen hastaların %90’ı hâlen bakiredir, yani hiçbir şekilde ilişki gerçekleşmemiştir. Bazı kadınlarda tek bir belirti, çoğu zaman ise birden çok belirti yer alabilmektedir. Vajinismus belirtileri sorunun derecesine göre değişmektedir.
Vajinismus belirtilerinin bir kısmının olması bile tanının konulması açısından önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlık tanımına göre, sağlık; kişinin fiziksel, ruhsal ve psikolojik olarak iyilik hâlidir. Sağlığın bozulması ise “hastalık” olarak ifade edilir. Vajinismus, kadınlarda psikolojik ve sosyal açıdan pek çok problemi de beraberinde getirir. Bu nedenle vajinismus hastalık olarak kabul edilmeli ve tedavisi yalnızca hekimler tarafından yapılmalıdır.
Vajinismusun psikolojik parçasını da düşünecek olursak, aynı zamanda bir kaygı (anksiyete) bozukluğudur. Bu nedenle bazı seksologlar tarafından “cinsel fobi” veya “cinsel ilişki korkusu” olarak da tabir edilir. Sorunu yaşayanların pek çoğunda, ilk cinsel deneyime karşı derin bir korku vardır. Bu korku, başta ağrı, acı duyma şeklindedir ve kişiyi cinsel birlikteliği denemekten uzak tutar. Daha sonra, özellikle evlilikten sonra, ilk gecede aşırı kanama, yırtılma, parçalanma, kilitlenme gibi gerçek dışı ve daha büyük korkulara dönüşebilir. Hatta hastaların bir kısmında “ilişkide ölme korkusu” bile mevcuttur.
Kişinin ilişkiye girmesine engel olan bu korku, sadece bir fobi türü olmaktan ziyade vajinismusun bir belirtisidir. Diğer taraftan, vajinismus problemine sahip kadınların pek çoğunda cinsel ilişki korkusunun yanında başka korkular (fobiler) da olabilmektedir. Hera Kliniği’nde yaptığımız çalışmalara göre bunlar; kan aldırmak, muayene olmak, diş tedavisi almak, iğne, yükseklik, karanlık, yalnızlık, hastalık, ölüm, kedi, köpek gibi korkular (fobiler) olabilir. Halk arasında “canı tatlı” olarak tabir edilen kesime uyar.
Bu korkular vajinismus belirtisi olmasalar da bunların eşlik ediyor olması, vajinismus hastası olmaya neden olan korkuların gelişmesine yatkınlık yaratabilmektedir.
Vajinismus problemine sahip kadınlar, eşleriyle sevişmelerinden zevk alabilir, hatta kendi başlarına veya eşlerinin uyarılarıyla orgazm olabilirler. Ancak zaman içinde ilişki denemeleri azalmakta, umutsuzluklar ve sıkıntılar artmaktadır. Denemelerin azalmasıyla birlikte kişilerin cinsel ilişkiden zevk alma oranı düşmekte ve isteksizlik ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi olmayan veya olamamış çiftler, ya kendilerini bu şekilde kabul ederek evliliklerine aseksüel (ilişki olmaksızın) devam edebilmekte ya da maalesef evlilikler boşanmalara kadar gidebilmektedir.
Vajinismus problemine sahip kadınlarda, ilk zamanlarda rahatlatıcı ve güzel sevişme sonrası eşleriyle birleşme anı geldiğinde, “panik atak benzeri bir durum” ortaya çıkmaktadır. Bu durumda aniden heyecanlanıp vücutlarını bir korku ile kasarlar; kalp atışları hızlanır, nefes alışverişleri artar ve kendilerini geri çekerek bacaklarını kapatıp eşlerini iterek ilişkiye son verirler.
İlişki sırasında yaşanılan aşırı kaygı ve panik atak genelde ağrı, acı duyma korkusuna bağlı olup, vajinismusun belirtileri arasındadır. Durum, zamanla adeta bir “yatak odası kâbusuna” dönüşür.
Hastaların cinsel deneyimlerinde yaşadıkları kasılmalar çoğu kez vajinal kaslarla sınırlı değildir. Hera Klinik’e 2003 yılından bu yana başvuran 16.000’den fazla hastada yaptığımız gözlemlere göre, vajinismusun derecesi ile bağlantılı olarak kas kasılmaları; kalça, karın, bel, sırt, omuz, bacaklar ve hatta ayak parmaklarına kadar yayılabilir. Bu nedenle, ilişki denenen günlerden sonra vücudun genelinde veya bir kısmında kas ağrıları (yaygın miyaljiler) görülebilir.
Vajinismusta ortaya çıkan bu belirtiler, vücudun ağrı duymaya (veya ağrı duyma korkusuna) karşı kendisini “savunma amacıyla verdiği refleks cevaplar” ile ilişkilidir. Yani beden, bilinçdışından aldığı uyaranlar sonrasında kendisine tehdit olarak gördüğü bir olaydan kendisini korumaktadır. Çözüm, bilinçdışına yerleşmiş yanlış bilgi ve inanışların silinerek yerine doğru bilgilerin işlenmesi ile mümkün olacaktır.
Vajinismusun kesin tanısı, deneyimli bir jinekolog tarafından yapılan basit bir jinekolojik nuayene sonucunda konur. Son derece kolay, ağrısız ve yalnızca birkaç dakika süren bu jinekolojik muayene masasına yatmak bile pek çok hasta için gereksiz bir şekilde korkutucu ve rahatsız edici olabilmektedir. Ancak bu jinekolojik değerlendirme ile vajinismusun doğru tanısı konulabilir ve derecelendirmesi yapılabilir. Bu da tedavinin şeklini belirleyecektir.
Batılı kaynaklarda nadir rastlandığı ileri sürülen vajinismus, ülkemizde cinsel işlev bozuklukları nedeniyle hastanelere başvuranlar arasında en sık görülen problemdir. Cinsel terapi kliniklerine başvuranların %43-73’ünün ana problemi vajinismustur. Toplum genelinde ise neredeyse her 10 kadından birinde bu problem görülmektedir.
Vajinismus belirtilerinin görülme sıklığının yüksek olmasında Türk kültüründeki cinsel değerler, cinselliğin anlamı, cinsel ilişkinin tanımı ve cinsel işlev bozukluğunun algılanması gibi bazı özellikler rol oynamaktadır. Vajinismus belirtileri gösteren kadınların eşlerinde de zaman içerisinde erken boşalma, cinsel isteksizlik ve ereksiyon sorunları (sertleşme azlığı) ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden unutulmamalıdır ki; cinsel sorunların hepsi aslında bir çift problemidir.