Bu bölümde vajinismus hastalığı ve vajinismus tedavileri hakkında hakkında sizden gelen mailler ve telefonda en sık sorulan sorular ve cevapları ele alınmaktadır.
Bu bölümde vajinismus hakkında sık sorulan, merak edilen sorular ve cevapları yer almaktadır. Vajinismus tedavileri hakkında sizden gelen mailler ve telefonda en sık sorulan sorular ve cevapları ele alınmaktadır.
Vajinismus ve diğer cinsel terapiler hasta ile birebir iletişim ve konsantrasyon gerektiren, tedavileri zaman alan, başarıları hasta-hekim arasında güven ilişkisine dayanan tedavilerdir. Bu nedenle hasta yoğunluğunun fazla, hasta başına ayrılan zamanın az olduğu ve fiziki imkânların kısıtlı olduğu devlet hastaneleri şu an için sıkıntılı görülmektedir.
Daha konforlu olan ve birebir iletişimin ile konsantrasyonun daha uygun olduğu özel kliniklerde bu tür tedavilerin başarı şansını da artmaktadır.
Bu nedenlerle biz hastalara tedavileri için devlet hastaneleri, özel hastaneler veya üniversite hastaneleri yerine daha küçük özel vajinismus klinikleri önermekteyiz. Burada asıl önemli olan konu güvenebildiğiniz bir cinsel terapistle ve sizin için doğru bir tedavi metodu ile cinsel tedaviye başlanmasıdır. Tedavi eden terapistiniz ile kurduğunuz etkili iletişim, size ayırdığı zaman ve karşılıklı güven son derece önemlidir.
Vajinismus tedavisi gördüğüm yerde terapistimin önerdiği "parmak egzersizlerini" bir türlü yapamıyorum. Ne yapmalıyım?
Pek çok merkezlerde cinsel tedavilerde davranışsal yaklaşımda parmak egzersizleri uygulanmakta veya ev ödevi olarak parmak egzersizleri önerilmektedir.
Tabi ki her yöntemin bir tekniği ve kolay bir yolu vardır. Bu durumda gevşemeniz tam olmamış olabilir, korkularınız hala devam ediyor olabilir, kendinize yeterince güvenemiyor veya vajina girişindeki anatomik bölgenin yolunu tam bilemiyor olabilirsiniz. Eksik olanı bularak tedavinizi yönlendirmek terapistinizin işidir. Ama illa ki parmak egzersizinde takılıp kalıyorsanız terapistinizin önerdiği başka yöntemlere de geçebilirsiniz.
Parmak egzersizleri pek çok vajinismus hastası tarafından çok sempatik gelmemekte ve rahat uygulanamamaktadır. Diğer taraftan kızlık zarının doğuştan gelen bazı şekilsel anormallikleri ve “Vulvar Vestibulitis” gibi durumlarda parmak egzersizlerini uygulamak mümkün değildir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce ayrıntılı bir jinekolog muayenesi şarttır. Ancak, bu tür fiziksel problemler jinekolog muayenesinde dahi gözden kaçabilmektedir.
Bizim vajinismus kliniğimizde hastalarımıza parmak egzersizleri şeklinde ev ödevleri YOKTUR. Parmak egzersizleri yerine, çok daha rahat uygulanabilir “Hasta Dostu” egzersizleri tercih ediyoruz.
Hayır. Vajinismus tedavisi için tek başına hipnoz terapisi (hipnoterapi) yetmez. Hipnoz ile tedavi (hipnoterapi) psikoterapilerde diğer tedavi yöntemlerine "ek olarak" uygulanılan bir terapi çeşididir ve hiç bir zaman tek başına bir tedavi yöntemi olarak kullanılmamalıdır.
Vajinismusta yapılan hipnoterapilerdeki amaç bir takım telkin kalıpları ile bilinçaltındaki korkuları azaltmak veya tamamıyla gidermek, özgüven artışı, motivasyon, kişinin ruhsal anlamda rahatlatılması ve tüm vücut kaslarının gevşetilmesidir.
Biz de Hera Klinik olarak kliniğimizde hipnoz tedavilerini, ancak uygun hasta gruplarına ve bilişsel-davranışsal terapi yaklaşımlarına ek olarak uygulamaktayız. Bu şekilde tedavi süresi oldukça kısalmakta, hastanın tedaviye ve terapiste güvenci hızla artmakta, problemin kökten çözümlenmesi sağlanmakta ve ileride oluşabilecek nüks etme (problemin geri dönüşü) riskleri sıfıra düşmektedir.
Özetle başarıya ulaşan yolda hipnoz ile tedaviler hiç bir zaman tek başına bir tedavi yöntemi değildir. Bilişsel davranışsal terapilerle desteklenmelidir.
Bir psikologdan vajinismus tedavisi görmeme rağmen eşimle ilişki sırasında halen canım yanıyor. Ne yapmalıyım?
Bu durum kendi başına (profesyonel destek almaksızın) vajinismus problemini çözen bazı hastalarda da görülmektedir. Aslında problemi tam olarak çözmek yerine sorunun “kısmen halledilmesi” demek belki de daha doğru olacaktır.
Vajinismus, cinsel birleşmenin olmaması veya sizdeki gibi ağrılı bir şekilde olması durumudur. İlişki anında halen canınızın acıması devam ediyorsa; kayganlaştırıcı jellerden kullanın, gevşemeyi arttırmaya odaklanın, ön sevişmeyi uzun tutun ve her ilişkide hazza konsantre olun. Canının yine de acıyorsa vajinal kasılmalarınız yeterince azalmamış olabilir ve bir miktar daha gevşeme ile ilgili tedavi almanız gerekebilir.
Diğer bir olasılık ise vajina girişinde yangısal bir durum olan “Vulvar Vestibulit Sendrom” problemidir. Bu durum deneyimli bir jinekolog tarafından basit bir jinekolojik muayene sonrasında kolaylıkla tespit edilebilir. Bu problemin tek çözüm yolunun o bölgenin basit bir ameliyatla çıkılması (vestibulektomi operasyonu) olmasına rağmen kliniğimize başvurmadan önce maalesef psikolog muayenehanelerinde aylarca hatta yıllarca gereksiz yere psikoterapi almış olan pek çok kişi bulunmaktadır.
Eğer tedavi sonrası haftada en az 3-4 kez ilişkiniz gerçekleşiyor ve tedavi sonrası en az 3 ay geçmişse, tedavi gördüğünüz vajinismus terapisti ile yeniden görüşmenizi öneririz.
Evet. Daha önceden vajinismus tedavisi gören hastalar normal doğum yapabilirler.
Kliniğimizde vajinismus tedavi gören hastalar normale dönen cinsel ilişkileri haricinde rahat bir şekilde vajina içine tampon yerleştirebilmekte, jinekolojik muayene olabilmekte, smear testleri yaptırabilmektedirler.
Önceden vajinismus tedavisi görmüş ve normal doğumdan korkan, sezaryen konusunda kesin kararlı olan hamilelerin ise illaki normal doğuma zorlamamalıdır. Tedavi sonrasında hastalarımıza bu konuda bir rapor da vermekteyiz.
Eşimle hiçbir şekilde ilişkiye girememe rağmen gebe kaldım. Hamilelikte vajinismus tedavisi yapılabilir mi?
Gerçekten de bakire bir bayan tam bir birleşme olmaksızın eşi ile sürtünme yolu ile ilişki sırasında, dış genital bölüme (vulvaya) dökülen spermler sonucunda hamile kalabilir.
Eğer kişi vajinismus problemi taşıyor ise ve tesadüfen gebe kalmış ise gebeliğin 3. ayından sonra vajinismus tedavisi verilebilir. Bu şekilde gebelik döneminde kliniğimize başvuran ve tedavi görmüş olan pek çok vajinismus hastamız olmuştur.
Hamilelik döneminde vajinismus tedavisi için önemli olan nokta kişinin gebeliği ile ilgili bir sorunun olmamasıdır.
Gebeliği ile ilgili erken doğum, düşük tehlikesi, bulantı, kusma, isteksizlik gibi şikayetleri olan gebelere cinsel terapi için doğuma, hatta doğumdan 3 ay sonrasına kadar beklemelerini önermekteyiz. Özellikle annenin lohusalık döneminin atlatılması, annenin ruhsal ve fiziksel yönden rahatlaması, kendisini hazır hissetmesi tedavi sürecini kolaylaştıracaktır.
Vajinismus, yine bir cinsel fonksiyon problemi olan cinsel soğukluktan farklı bir kavramdır. Vajinismusta cinsel istek genelde normaldir, ama azalmış veya artmış da olabilmektedir.
Cinsel soğukluk (isteksizlik) sorununda temel problem kişinin cinsel ilişkiden zevk alamaması şeklindedir. Ayrıca cinsellikle ilgili tüm düşüncelerden, mastürbasyon gibi aktivitelerden uzaklaşma da mevcuttur. İlişki sıklığı çok azdır. Uyarılma azlığına bağlı olarak vajinal kuruluk, orgazm olamama ve ilişkide ağrı da olabilir.
Vajinismusta ilişki sırasında ‘zarar görme’ duygusu ön planda olduğundan birleşme tam anlamıyla gerçekleşememektedir.
Vajinismustan şikâyetçi olan bir kadında; cinsel arzu, uyarılma ve vajende ıslanma mevcuttur, ancak istense de ilişki başarılamamaktadır. Ancak zaman içinde vajinismus sorununa sahip kadınlarda veya cinsel ilişkide ağrı hisseden (disparoni) bayanlarda cinsel isteksizlik gelişebilmektedir.
Cinsel isteksizlik kişinin kalp hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalıkları, romatizmal hastalıklar gibi bir takım tıbbi sorunlarına bağlı olarak da gelişebilir.
Yine, eşe karşı duyulan ve karşı tarafla paylaşılmaksızın içe atılan “gizli öfkeler” de zaman içinde cinsel isteksizlik oluşturabilir. Nadiren, bazı durumlarda cinsel isteksizlik ve vajinismus birlikte görülebilmektedir. Bu durumda problemin ana kaynağına inmek önem taşımaktadır. Vajinismus türü cinsel sorunlar ile beraber evlilik sorunları da olan çiftlerde öncelikle evlilik terapileri vermekteyiz.
Vajinismus kadın sağlığında yüzyıllardır var olan bir cinsel problemdir, bu problem ile ilgili ilk yazılı kayıtlar 11. yüzyıla kadar gitmektedir. Ülkemizde ve dünyada son yıllarda çok fazla konuşulması ve medyada yer alması var olan problemi yalnızca su üstüne çıkarmıştır.
Eskiden çocuk sahibi olamayan pek çok çiftlerde de vajinismus problemi mevcuttu, fakat çiftler vajinismus tedavisi için kime başvuracaklarını bilmedikleri için bu sorunlarını örtbas etmeyi tercih ettiler.
Vajinismus ve vajinismus tedavisi bilimsel şekilde ilk olarak 1861 yılında “Sims” tarafından tanımlanmış bir kavramdır ve bu kavram 150 yıldır neredeyse bir değişikliğe uğramamıştır. Bir hastasını muayene eden bu bilim adamının ilginç gözlemleri bilimsel kayıtlara şu şekilde geçmiştir:
“Kadının hikâyesindeki en belirgin şey çeyrek yüzyıldır evli olmasına rağmen hala bakire kalması gerçeğiydi. Bu olguyla ilgili araştırmamda vajinal muayene tümüyle başarısız oldu… Vajina ağzına hafifçe dokunmam çok yoğun tepkiye neden oluyordu. Sinir sistemi büyük bir karmaşa içindeydi; genel bir kas gerginliği vardı. Tüm vücudu aralıklı kaskatı kesiliyor ve titriyordu. Çığlık çığlığa haykırıyor, gözleri çılgın gibi parlıyordu. Yanaklarından gözyaşları süzülürken terör ve can çekişmeyi andıran görünümü çok acınacak haldeydi. Fiziksel acısının tüm bu dış yansımalarına rağmen metanetliydi, muayene sedirinde kalarak çaresiz durumu için bir umut varsa vazgeçmemem için yalvarıyordu. Tüm gücümle birkaç dakika bastırmanın ardından parmağımı vajina içine birkaç saniye sokabildim, ancak ilerlemedi. Vajina içinde büyük bir direnç ve parmağın duyarlılığını azaltan sert bir kasılma vardı. Böylece muayeneyle ancak vajina girişinde aşılması güç bir kasılma olduğunu anladım.” Sims MJ (1861)
Sims tedavi amacıyla ilk olarak genital ağızdaki kas ve sinirlere ameliyat sonrası cam genişleticiler kullanılarak yapılacak genişletme (dilatasyon) işlemini önermiştir.
Ameliyat işlemi sonradan tartışmalı bir hale gelirken, geliştirilen ameliyatsız genişletme ve anestezi altında genişletme işlemleri başarılı oldu ve daha gerçekçi tedaviler arasında yer almıştır.
Salermo’lu Trotula “Kadınların Hastalıkları” adlı 1547 tarihli bilimsel eserinde şimdi vajinismus olarak adlandırdığımız durumun belki de ilk tanımını şöyle yapmıştır; “genital alandaki öyle bir kasılmasıdır ki, baştan çıkarılmış bir kadın bile aslında bakire olabilir”.
Walthard (1909),Sims’in genital organlara has olarak nitelendirdiği aşırı duyarlılık kavramını sorgulayarak vajinal kas spazmının ağrıya karşı duyulan korkunun “fobik bir reaksiyonu” olduğu fikrini ileri sürerek, ameliyat ve genişletmeden ziyade “psikoterapi” ve eğitimin önemini vurgulamıştır.
1923 yılına ait bir araştırmada Faure ve Sireday, vajinismusun vulvo-vaginal kanalın genital organlara özel bir aşırı duyarlılık nedeniyle, istem dışı, ağrılı, spazmotik kasılması olduğu sonucuna varmışlardır.
1993 yılında Beck, vajinismus ve vajinismus tedavisini “bilimsel ihmale ilginç bir örnek” olarak ifade etmiştir. Bu ihmal edilmiş kadın sağlığı sorununa yönelik, geç kalmış olmakla birlikte yeniden uyanan bilimsel ilginin artması umut vaat edicidir.
"Vajinismus sorunu eskiden de var mıydı, yoksa yeni ortaya çıkan bir problem midir?" Bu sorunun cevabı okumuş olduğunuz sayfa da gördüğünüz gibi, vajinismusun yeni bir hastalık olmadığı, tarihte yüzyıllardır toplumlarda görüldüğü, ancak özellikle son yıllarda kişiler tarafından daha çok telaffuz edilmeye başlandığı için yeni ortaya çıkmışçasına duyulduğudur. Vajinismus tarihçesi incelendiğinde bu durum net olarak görülmektedir. Vajinismus sorunu tarihte sık olarak değişik şekillerde geçmektedir.
Toplumumuzda her on kişiden birisinin vajinismus sorununu taşıdığı düşünülürse, aslında bu problemin halen üstünün kapatılmaya çalışıldığı ve halkımızın bu konuda yeterince bir bilince sahip olmadığı anlaşılacaktır.