Vajinismus hastalığı, kadınlarda vajinanın 1/3 alt kısmında yer alan pelvik taban kaslarının istemsiz kasılması sonucu cinsel ilişkiye girememe sorunu olarak tanımlanmaktadır.
Vajinismus problemi yaşayan pek çok kişi, yaşadığı bu sorunu yalnızca kendi başına gelince duymakta ve anlamaya çalışmaktadır. Çoğunlukla bu cinsel sorunun adını ilk kez internette keşfetmekte "vajinismus hastalığı nedir, ne demek, neden bende böyle bir cinsel sorun ortaya çıktı acaba, neden ben?" gibi soru işaretleri ile umutsuzluklara kapılmaktadır. Diğer taraftan çoğu çift bu sorunlarının yalnızca kendilerine ait olduğunu düşünmekte ve kimseye açılamadıkları bu sağlık sorunu hakkında oldukça karamsar düşüncelere kapılmaktadır. Peki, vajinismus bir hastalık mıdır?
Vajinismus hastalık mıdır? sorusunun cevabını verebilmek için öncelikle sağlığın tanımını yapalım.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlığın tanımını sadece hastalık ve sakatlık olmaması durumu değil; kişinin fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik hali olarak tanımlıyor. Bu çerçevede bakıldığında, sorunu yaşayan hastaların psikolojilerini ve sosyal yaşantılarını derinden etkileyen vajinismus da önemli bir cinsel sağlık sorunu olarak kabul edilmelidir.
En son kabul gören bir tanıma göre vajinismus; kadının kendi arzusuna rağmen vajina içine eşinin penisi, fitil, parmak veya tampon alamaması ve jinekolojik muayene olamaması şeklinde tanımlanmaktadır. Halk arasında “ilk gece korkusu”, “ilişkide istemiz kasılma”, “tamamlanmamış evlilik” gibi tabirlerle de bilinmektedir. Cinsel terapistler ise vajinismusu bir “erteleme kaçınma hastalığı” olarak tanımlamaktadırlar.
Pelvik taban kaslarının istemsiz kasılması vajinismusun temel belirtilerindendir. Bu kasılmalar, cinsel birleşme veya vajinal giriş denemesi sırasında kadının kontrolü dışında gerçekleşir; ağrıya, acıya yol açar ve tam bir birleşmenin gerçekleşmesine engel olur. Bu durum, fiziksel bir engelden çok, psikolojik ve fizyolojik faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Vajinismus sorunu yaşayan kadınlar, genellikle bu kasılmanın farkında değildirler ve kasılmayı kendi bilinçleri ile bir türlü engelleyemezler.
Vajinismus hastalığının derecesine bağlı olarak istemsiz kas kasılmaları başta bel, kasık bölgesi, kalça, bacaklar olmak üzere tüm vücutta yaygın bir şekilde görülebilmektedir. Hatta ilişki denemelerinden bir gün sonra, bir gün önceki kasılmaların etkisiyle, vücutta yaygın şekilde kas ağrıları da sıkça izlenmektedir.
Vajinismus; ülkemizde oldukça sık görülen, ancak en fazla gizlenen, hiç konuşulmayan cinsel sorunların başında gelmektedir. Hatta yapılan bir çalışmaya göre, ülkemizde insanların bir cinsel sağlık sorunu nedeni ile en fazla hekime başvurdukları cinsel problemdir.
Cinsellikle ilgili yanlış bilgiler cinsel sorunların en sık sebepleri arasındadır. Vajinismus hastalığı belirtisi olarak izlenen istemsiz kas kasılmalarının nedeni bilinçdışına yerleşmiş cinsellik ve cinsel birleşme ile ilgili yanlış, abartılı ve eksik bilgilerdir. Bunlara "bilişsel çarpıtma" adı verilmektedir.
Kişilerde cinsel kimlik çok erken yaşlardan itibaren gelişmektedir. Cinsel kimliğin en hızlı olarak oluştuğu dönem 3-5 yaş arasında yer alan "Oedipus dönemi (Ödipus dönemi)" veya "Ödipal dönem" dir. Bu dönemde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan ve cinsel bilgi içeren mesajlar yani bilişsel çarpıtmalar sonucu yanlış öğrenmeler kişilerde ömür boyu kalıcı etkilere neden olmaktadır. Diğer taraftan geleneksel aile yapısı, ergenlik dönemi travmaları, ilk gece hikayeleri, “cinsel mitler” olarak adlandırdığımız cinsellikle ilgili hurafe bilgiler vajinismusun diğer önemli sebepleri arasında yer almaktadır.
Çocuğun tüm karakterinin şekillendiği, cinsel sorunların da neredeyse tamamı, ödipal dönemin bir mirasıdır. Erkeklerde bulunan erken boşalma, sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik ve kadınlarda izlenen vajinismus, cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk, anorgazmi (orgazm olamama) sorunları en sık olarak ödipal dönemde yaşanan olaylar, direkt veya indirekt yollardan alınan mesajlar ile çoğu zaman açıklanabilmektedir.
Doğada hiçbir şey tesadüfi şekilde ortaya çıkmaz. Bu durum vajinismus çiftleri için de geçerlidir. Birbirlerini asla tesadüfi bir şekilde bulmazlar. Karakter yapıları birbirini tamamen tolere edebilecek mükemmeliyettedir. Nasıl mı?
Vajinismus kadınlarının geneli eşlerine karşı daha dominant bir yapıya sahiptir. Erkek eşlerin pek çoğu ise pasif, eşlerini seven, adeta onun “kılına zarar görmesini istemeyen”, oldukça anlayışlı ve sabırlı erkeklerdir. Durum böyle olunca uzun yıllar süren aseksüel evlilikler sorunsuz bir şekilde devam edebilmektedir. Bu çiftlerde çocuk istemi doktora en sık başvuru nedenidir.
Vajinismus hastaları içinde erkek eşin anlayışsız, huysuz, güvensiz ve baskıcı olan bir grup daha vardır. Bu erkekler eşlerinin kendisine naz yaptığını, sevmediği için birlikte olmak istemediğini, hatta aklında başka birisinin olduğu gibi paranoyak düşüncelere dahi kapılarak her geçen gün eşleri üzerindeki baskıyı arttırmaktadırlar. Sözel şiddet; aşağılama, küçümseme ve hatta aldatmalar ve fiziksel şiddet nadir değildir. Bu çiftlerde boşanma sıkça ortaya çıkan bir durumdur. Zamanla sürekli kötüye giden evlilikler kısa bir süre içinde boşanma ile sonuçlanmaktadır.
Vajinismus hastaları için en kötü durum sorunu görmezden gelmeleri, tedavi reddetmeleri ve çözümü ertelemeleridir. Pek çok çiftte ilk dönemlerdeki cicim ayları geçtikten sonra, birden ortaya çıkan ani öfke patlamaları evlilikleri çıkmaza sokabilmektedir. Bu yüzden hastalara, bir an önce doğru bir adreste vajinismus tedavisine başlamak için çaba göstermelerini şiddetle önermekteyiz.
Vajinismus hastalığının tedavisi ve diğer cinsel terapilerde dinamik, bilişsel ve davranışsal yaklaşımlar uygulanmaktadır. Bu tedavi yaklaşımına "holistik cinsel terapi" veya "bütüncül cinsel tedavi" adı verilmektedir. Bütüncül (holistik) cinsel tedavilerdeki amaç, çocukluk çağlarından itibaren süregelen yanlış bilgilerin ürettiği hataların düzeltilmesidir. Yanlış davranışların yerine doğru duygu ve davranışların geliştirilmesi cinsel sorunların çözümünde anahtar rol oynamaktadır. Bu doğru davranış kalıplarının yerleştirilmesi için yapılan egzersizlerde uygulanan tekniğin adı ise “sistematik duyarsızlaştırma” dır. Diğer bir ifade ile “adım adım korku ile yüzleştirme” çalışmalarıdır.
Vajinismus hastalığı tedavisinde uygulanan pek çok destekleyici ve tamamlayıcı yöntem de mevcuttur:
Vajinismus, her ne kadar kadında ortaya çıkan bir sorun gibi görünse de aslında bir çift problemidir; kadın ve erkeğin ortak sorunudur. Tedavi sürecinde eşlerin birbirini suçlamaktan kaçınması, karşılıklı anlayış, sabır ve destek göstermesi son derece önemlidir.
Vajinismus, bireysel değil, çiftin birlikte çözebileceği bir sorundur ve bu bakış açısı tedavi sürecinin başarıya ulaşmasında kritik bir rol oynar.
Dünyanın beş kıtasında ve ülkemizde pek çok kadının yaşadığı bu durum, doğru ve bilimsel yaklaşımlarla günümüzde kısa sürede çözüme kavuşturulabilmektedir.
İstanbul, Ankara ve İzmir’deki merkezlerimizde, vajinismus tedavisi için dünya çapında kabul gören bilişsel ve davranışsal terapi yöntemlerini içerir. Bu modern ve bilimsel yaklaşımlar, kişinin yanlış inançlarını değiştirmeye ve pelvik taban kaslarını kontrol etmeye yönelik pelvik taban kas egzersizleri içerir.
20 yılı aşkın deneyimimizle geliştirdiğimiz tüm bu tedavi yöntemleri, tamamen bireyselleştirilmiş, hasta dostu ve bilimsel temellere dayanmaktadır. Kliniğimizde vajinismus tedavileri genellikle 3 ile 5 gün içinde çözüme ulaşmaktadır.
Her kadının ve çiftin ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanan bu tedavi programları sayesinde vajinismus, günümüzde %100’e yakın başarı oranıyla tedavi edilebilmektedir.
VAJİNİSMUS TEDAVİSİ
